Hakikat Işıkları

Hakikat Işıkları

Herkes bilmez gökte ne var

Görür onu göz sahibi

Parıldıyor güneş kadar

Hakikati umman gibi

İster gönül elbet huzur

Âhir demde etmiş zuhur

Âlemlere doğmuş o nur

Gökten inen ferman gibi

Ferdiyeti elhak ayân

Odur gönüllere sultan

Var mı bilmem ulu bürhan

Bu Bedîüzzaman gibi

Lisanından saçılır nur

Cinnî okur, insan okur

Hûr-u cennet işte bu “Nur”

Gönüllerde canan gibi

Âhir zaman esrarını

İhbar-ı gayb envarını

Attı âlem ekdarını

Doğdu şems-i tâbân gibi

Semavattan rahmet indi

Akan gözyaşları dindi

Küfr ü dalal yıldı, sindi

Görünmeyen şeytan gibi

Söndü hain faaliyet

Yıkıldı o deccaliyet

Halâs buldu İslâmiyet

Tahta çıkan hakan gibi

Ey yâreli şîr-i jiyan

Bu hâb-ı gafletten uyan

Âlemlere devr-i ümran

Asr-ı nüzul-ü Furkan gibi

İklimlerde iman yeli

Eser, gönüller neşeli

Öpsem o gül kokan eli

O bülbül-ü handan gibi

Âdemoğlu necat arar

Hak daveti Nurlarda var

Ey şehriyar-ı şehriyar

Sensin bize sultan gibi

Arşa çıkan feryadımız

Alındı şimdi dâdımız

O sevgili üstadımız

Gönülde Süleyman gibi

Ey ekmel-i âhir zaman

Sensin mahbub-u Müstean

Feda sana bu cism ü can

Hak yolunda kurban gibi

Said’i beklerdi yıllar

Sensin gönülde muntazar

Peygamberim vermiş haber

Olma bize pinhan gibi

Perdelenmişse zuhurun

Gizlenmez haşmetli nurun

Gölgesi olmaz ki nurun

Firdevs’teki canan gibi

Ey hatib-i devr-i zaman

Sürur buldu kevn ü mekân

Seni bekler gizli ayân

Hep hastalar Lokman gibi

Nur yolunun kurbanıyız

Kehkeşan’ın sâmânıyız

O ateşin dumanıyız

Ateş yanan külhan gibi

Rânâ rengin güle benzer

Revh üfürür, kokun eser

Ufkumuzda oldun seher

Tam ağaran bir tan gibi

Ey cilvesi zahir rahmet

Bâri bizlere imdat et

Kulun olmak diler elbet

Bahçenizde fidan gibi

Pes gönlümüz hep daim pes

Ey ağlayan, feryadı kes

Boş geçmesin hiçbir nefes

“Allah bes, gayrı heves.”

Mehmed Kayalar

***